BİR HATIRLAMA DENEYİMİ

  • thumbnail (3)
  • _JOY7270
  • _JOY7157
  • _JOY7162
  • _JOY7164
  • _JOY7165
  • _JOY7166
  • _JOY7167
  • _JOY7169
  • _JOY7171
  • _JOY7172
  • _JOY7173
  • _JOY7174_2
  • _JOY7174
  • _JOY7175
  • _JOY7177
  • _JOY7180
  • _JOY7183
  • _JOY7185_2
  • _JOY7185
  • _JOY7187
  • _JOY7188
  • _JOY7189
  • _JOY7193
  • _JOY7194
  • _JOY7195
  • _JOY7196
  • _JOY7197
  • _JOY7198
  • _JOY7199
  • _JOY7201
  • _JOY7203
  • _JOY7204
  • _JOY7208
  • _JOY7209
  • _JOY7213
  • _JOY7214
  • _JOY7218
  • _JOY7221
  • _JOY7225
  • _JOY7226
  • _JOY7227
  • _JOY7230
  • _JOY7233
  • _JOY7234
  • _JOY7235
  • _JOY7236
  • _JOY7237
  • _JOY7245
  • _JOY7246
  • _JOY7253
  • _JOY7254
  • _JOY7255
  • _JOY7256
  • _JOY7257
  • _JOY7258
  • _JOY7259
  • _JOY7264
  • _JOY7266
  • _JOY7267

Derya Yücel küratörlüğünde gerçekleşen sergi, Büşra Çeğil ve Hamza Kırbaş’ın üretimlerini bir araya getiriyor. Sanatçıların uzun bir sürece yayılan ve birlikte düşünme egzersizlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkan duo sergi, anı, hatırlama, iletişim kavramlarıyla birlikte aynı anda hem biyolojik, zihinsel ve kişisel hem de toplumsal ve kültürel bir çerçeveye oturuyor.

Bireyin kendine özgülüğü, zihinsel donanımı, deneyimleri, önceki öğrenmeleri, seçimleri, onun algılama, anlamlandırma, hatırlama biçiminin yön vericileridir. William Randall’a göre “bellek dış hikayemizin bir kaydı değil, içeride geçmişimizden alıp işlediğimiz incidir. Olayların değil, hikayelerin bir koleksiyonudur. Hiçbir zaman ham olayları alarak hiç dokunmadan benlik duygumuzun içine tıkmayız. Yalnızca (çeşitli nedenlerle) seçtiğimiz olayları alırız. Daha sonra bunları kurgu, karakterizasyon ve türleştirmenin bir bileşimine göre dönüştürür, böylece deneyimler haline getiririz. Bu şekilde onları oluştururuz”[1] Ancak hatırlama, salt zihne ya da beyne sınırlandırılmış bilişsel bir süreç değildir. Şimdiyle ilgili pratik deneyimimiz büyük oranda geçmişe dair bilgimize dayanmaktadır ve bu bilginin dayandığı bağlam içinde oluşmaktadır. Bu bağlam, algı içinde beliren ve öz varlığımızı belirleyen zaman, mekan ve nesne olgularının birlikteliğinden oluştuğu kadar toplumsaldır da. Algılayan ve hatırlayan bedenin/zihnin deneyimlediği dünya atomik unsurlardan oluşmaz. Bahsedilen bağlam, bireysel olduğu kadar toplumsallığı da birbirlerinden ayrılamayacak kadar iç içe örmüştür. Bireysel ve kolektif bellek çerçevesinde hatırlama duygusuna odaklanan “Bir Hatırlama Deneyimi” başlığındaki sergi, Büşra Çeğil ve Hamza Kırbaş’ın üretimlerini bir araya getiriyor. Sanatçıların uzun bir sürece yayılan ve birlikte düşünme egzersizlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkan duo sergi, anı, hatırlama, iletişim kavramlarıyla birlikte aynı anda hem biyolojik, zihinsel ve kişisel hem de toplumsal ve kültürel bir çerçeveye oturuyor.

[1] Jason Randal’dan akt. Nuri Bilgin, Tarih ve Kolektif Bellek, Bağlam Yayıncılık, İstanbul, 2013, s.22

 

Büşra Çeğil’in “Bir Aile Portresi” (2022), çocukluk, gençlik, aile ve aidiyet kavramlarına işaret eden bir yerleştirme olarak izleniyor. Bir aile yemeği olarak kurgulanmış bu çalışma, ebeveynlerimizin bizde açtığı yaraları sarmakla geçen zamanı, çoğu zaman yaralarımızı sarıp yeniden aynı masaya oturduğumuz ve devam etmeye devam ettiğimiz sohbetleri anımsatıyor. Aile ve bağ kurma biçimlerine odaklanan çalışma, sanatçının pratiğinde bir metafor olarak sıklıkla kullandığı formu erime, yitme, yok olma ve akışkan bir dönüşüm halinde devam etme halini farklı bir malzemeyle yansıtıyor. Büşra Çeğil’in “Anılar Parodisi” (2022) kumdan yazı efekti ve kayıttan oluşan bir enstalasyon. Sanatçı girilen tüm verinin kayda geçtiği günümüz dünyasında bir soru üzerinden okunabilen tarih fikriyle yola çıkıyor. Çeğil, tanık olduğumuz süreçleri bir yanıtla paylaşırken tanık olmaya tanıklık etmenin verisine ulaşmaya çalışıyor. Bu veri, politik bir söylem olmadan da politik olanın verisine ulaşmanın bir kaydı olarak izleniyor. “Sizi yaşamınız süresince en etkileyen olaylardan birisi nedir? ” sorusuna verilen cevapların bir kamera ile kaydedilip gösterilmesine ilişkin bir kurguda oluşan yerleştirmede cevaplar dijital bir ekrana belirirken, el uzaklaştığında ise kumdaki yazı kendiğinden siliniyor.

 

Hamza Kırbaş’ın “Tanıklar” (2022) isimli mekâna özgü çalışması ile “Zaman Çizelgesi” (2021) isimli video yerleştirmesi yaşadığımız dünyada meydana gelen olaylar ve bu olaylarla kurduğumuz ilişkilerden oluşan hafıza kavramına odaklanıyor. Sanatçı, hafızamızın, sadece kendi başımıza bireysel olarak oluşturduğumuz bir yapı değil, bir bütün olarak doğayla ve diğer insanlarla kurduğumuz ilişkilerle, dolayısıyla ekonomik, sosyal, kültürel ve politik dönüşümlerle ilişkili olduğuna işaret ediyor. Maurice Halbwachs'ın “kolektif bellek” kavramında da işaret ettiği gibi; kolektif hafızaya sahip olmak, bir grubu veya bir insan topluluğunu oluşturan bireylerin geçmişleriyle ilgili ortak bir imaja sahip olmaları ve bu imaj sayesinde birlik ve özgünlüklerinin farkına varmaları anlamına gelir. Günümüz iletişim araçları ile “imgeler” insanların üzerine bombardıman ediliyor. Böylece görüntü bombardımanına tutulan kitlelerin hafıza parametreleri değişime uğruyor. Hamza Kırbaş’ın çalışmaları, iletişim modellerinin bellek parametreleri üzerindeki etkilerini zaman ve mekân bağlamında sorguluyor. Kolektif belleğin bir ifadesi olarak ortaya çıkan çalışmalar, izleyiciyi merkezine yerleştirmekte ve imgeleri bir fenomen olarak izleyicinin algısal bilincine sunuyor. “Tanık olduğumuz olayları yeniden imgelerde bulabilir miyiz? Ve Hafızamızı imgelerle canlandırmak mümkün müdür? Sorularından yola çıkan sanatçı, kolektif hafızayı mekan aracılığıyla yeniden canlandırmayı amaçlıyor.

Büşra Çeğil (1988, İstanbul) Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü’nden mezun oldu. Sosyolojik ve psikanalitik öğelerden faydalanarak üretim yapan sanatçının göç, sosyal yozlaşma, toplumsal bellek, yerinden edilme, hatıralar, yas, nostalji ve melankoli eserlerinde sıklıkla izi sürülebilecek leitmotiflerden bazılarıdır. Nesneleri deforme ederken insan duygusu üzerine bağlar kurmak ve mekana özgü yerleştirmeler yapmak sanatsal pratiğinin temelini oluşturan sanatçı kurgularında çoğunlukla mekan insan ilişkisini irdeliyor. 2014 yılından itibaren 39. Akbank Günümüz Sanatçıları Sergisi, Base 2017, Tüyap ve CI gibi çok sayıda karma sergide yer alan sanatçı, 2018 yılında İstanbul Zühtü Paşa Hamamında, 2019 yılında da Lucerne , İsviçre’de solo performans gerçekleştirdi.

Hamza Kırbaş (1992, Batman) Batman Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nden mezun oldu. Eğitimine 2014/2015 yılında Silesia Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümünde devam etti. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü'nden yüksek lisans derecesi aldı. Ağırlıklı olarak video ve dijital mecralarda ürettiği çalışmaları Türkiye başta olmak üzere İngiltere, New York, Baja California, Kolombiya, Malta, Macaristan, Brezilya, Polonya, Fransa, Almanya, İspanya, Finlandiya, Çin, Ekvador, Yunanistan ve İtalya'da birçok uluslararası sergi, festival ve bienalde sergilendi. Sanatçı birçok uluslararası platformda ödüller aldı.

 

Fotoğraflar: Merve Seçkin

Comments are closed.