SAKLI

  • SAKLI—CONCEALED-12
  • SAKLI—CONCEALED-6
  • SAKLI—CONCEALED-7
  • SAKLI—CONCEALED-8
  • SAKLI—CONCEALED-9
  • SAKLI—CONCEALED-10
  • SAKLI—CONCEALED-11
  • SAKLI—CONCEALED-3
  • SAKLI—CONCEALED-4
  • SAKLI—CONCEALED-5
  • SAKLI—CONCEALED-2
  • SAKLI—CONCEALED-13
  • SAKLI—CONCEALED-14
  • SAKLI—CONCEALED-18
  • SAKLI—CONCEALED-19
  • SAKLI—CONCEALED-20
  • SAKLI—CONCEALED-21
  • SAKLI—CONCEALED-22

Kasa Galeri
7 Kasım – 22 Aralık 2018

SAKLI

Can Akgümüş / Yuşa Yalçıntaş / Zeynep Kayan

 

“Çünkü açıkça çoktandır ‘olan’ anlatımını kullandığım zaman

aslında ne demek istediğimi biliyorsun.

Ama önceleri onu anladığımızı sanan bizler şimdi şaşırıp kaldık.”[1]

Platon

 

"Varlığın anlamı” hakkındaki tartışma felsefe tarihinde ilk defa Platon’un ‘sofist’ diyaloğunda başlar. Öyle ki, varlığın bulunduğu ve deneyimlendiği yeri keşfetmeyi isteyen bir sorgulama şunu kaçınılmaz olarak sormalıdır: Varlığın anlamı her var olan şeyden saptanabilir mi? Bu saptamaya yönelik bir araştırma alanı potansiyeli taşıyan sanat yapıtı da var olanlar arasında bir var olandır.  Sanat yapıtı, ‘bilgi’nin patikalarını ve bakış açılarını açan bir düşünme formu olarak işlev görebilir, varlığa dair sorgulamaları tetikleyebilir, var olanın ötesine uzanan bir araştırma arzusuyla düşünceden imgeye uzanan bir ontoloji kurabilir, düşüncenin imge ve form aracılığıyla açılmasını sağlayabilir. Tıpkı, Heidegger’ın aktardığı gibi, “Varlığın açılması, onun unutulmuşluğunun kapattığı ve sakladığı şeyi açmak anlamına gelir.” (2004:s.40)

Sanat üretimine sızan gizemci bir açığa çıkarma eylemini merkezine alan “Saklı” başlığındaki sergi, mekan, nesne, imge, eylem ve düşünceyi var-olanın içinde aramaya yöneliyor. İzleme kurgusunda ve her bir sanatçının kendi mevcudiyetini kurduğu alanda, üretimlerin beden-mekan-evren’le ilişkisini kapalı/gizli bir dinginlik içinde sunan sergi, Can Akgümüş, Yuşa Yalçıntaş ve Zeynep Kayan, öznel sanat üretim pratikleri aracılığıyla “orada” olanın saklı varlığını ortaya çıkardıkları bir alan açmaya girişiyor. Sanatçılar, fiziksel-zihinsel-algısal mekan arasında gezinme ve anlam bulma oyununa girişerek, galeri mekanını çağrışımsal ve duyumsal üretimlerine katkı sağlayan bir motivasyon olarak ele alıyor.

Açıklık ve gizlenme gerçeğin özündeki kökensel bir çekişmenin taraflarıdır. Can Akgümüş’ün “Saklayıcı” isimli çalışması, gerçeklik ve kurgu arasında aynı anda hem açığa çıkan ama aynı anda da gizlenen muğlak bir imge serisi ortaya çıkarır. Fotografik kolaj yöntemi ile düzenlenmiş olan bu çok katmanlı imgeler, İlk bakışta doğa-insan bütünleşmesi gibi izlense de, doğaya özgü kuralların geçersizliği kendini gösterir. Dışarıda ve içeride olanın aynı anda açık edildiği bu imgelerde, ağaç kabukları katmanlara ayrılarak, bölünerek, yırtılarak kasvetli birer portre formuna dönüşür. Bu formlar bize konuşur, düşünce - imge - algı arasında bir diyalog kurar. Silüetler, içsel bir imgelemin yansıması olarak mekandan (onu saran çerçeveden) dışarıya fırlama eğilimiyle bize yakınlaşmaya, algımızda tekinsiz birer misafir olmaya heveslidir. Bu misafir, kimliğini, benliğini, bütünlüğünü korumak için saklandığı varlığın kendisine dönüşen insanın gizlenen/saklı yönüdür.

Kasa Galeri mekanının mimari formunda gizlenen ezoterik ve simgesel işaretleri araştıran “Yon/Shi” isimli yerleştirmesi ile Yuşa Yaşçıntaş, metafiziğin dayanakları olan varlık ve gerçeklik kavramlarını temel alan bir bilmece kurgular. “Yon/Shi”, bütün bilmecelerde olduğu gibi çözülebilecek kadar yalın ama bir o kadar da şaşırtıcıdır. Yon ve shi, Japoncada 4 rakamıdır ancak shi’nin içerdiği (ölüm) ikincil anlamı dolayısıyla gündelik/dünyevi yaşam dilinde kullanılmaktan kaçınılır. Kasa Galeri’nin orta/dörtgen odasında konumlanan bu yerleştirme, 4 sayısının beden ve madde dünyasındaki karşılığının izini sürerken, 1913 tarihinde bir banka kasası olarak inşa edilmiş galeri’nin Kabalistik Hayat Ağacı formundaki mimari tasarımını şaşırtıcı biçimde ortaya çıkarır. Metafizik gerçekliğe ulaşmada pratik bir patika olan kabalistik hayat ağacı, kısaca bilimin, psikolojinin, felsefenin ve teolojinin iskeleti olarak ezoterik tradisyonun temel planıdır. Bu teatral kurgunun bütününde açığa çıkan şey evren-kosmos ve insandır. Aralanan bu mistik evrende saklı olanın pırıltısı bir bilmece etrafında ışır.

Kendi dış (kabuk/duvar) sınırlarını bedenin devinimli akışıyla araştıran Zeynep Kayan, bir tür yer değiştirme, olduğundan farklı şekilde görünme/gizlenme aracılığıyla kurguladığı “Kasada” isimli video üretimlerinde, insanın saklı kalan varlığını mekan algısını bozarak oyunsu bir biçimde gösterir. Sanatçının, bir süre işlevinden sıyrılmış boş bir alan olarak kasa galeri mekanında zaman geçirdiği ve bedeninin mekan içindeki gerçekliğini doğaçlama performanslarıyla araştırdığı bu video serisi, mekanı biçimsel/ özsel öğelerine indirgerken, mimarinin kendine yeter işlevselliğini açık sözlülükle ilan ediyor. Mekan, bu deneysel performans aracılığıyla kendi kendini doğuran bir varlığa dönüşüyor. Böylece sanatçı, gerçekliği dönüşüme uğratarak, beden/devinim/eylem/tekrar aracılığıyla mekanı aralıyor ve yanılsamaların yorumlanmasını gündeme getiriyor.

Gizlenmiş olan, kendisini ortaya çıkanlardan yoksun bırakmış olur. “Saklı”, gizli olana işaret edip açığa çıkarmaya, Can Akgümüş, Yuşa Yalçıntaş ve Zeynep Kayan’ın üretimleri aracılığıyla varlık, mekan, nesne, imge, eylem ve düşünceyi var-olanın içinde aramaya, yoksunluğu aralayarak var olanı duyumsatmaya girişiyor.

[1] Platon, “Sofist”, çev. Ömer Naci Soykan, İstanbul: Ara Yay. 1991:126, 244a-b

Derya Yücel

SAKLI---CONCEALED-2 SAKLI---CONCEALED-3 SAKLI---CONCEALED-4 SAKLI---CONCEALED-5 SAKLI---CONCEALED-6 SAKLI---CONCEALED-7 SAKLI---CONCEALED-8 SAKLI---CONCEALED-9 SAKLI---CONCEALED-10 SAKLI---CONCEALED-11 SAKLI---CONCEALED-12 SAKLI---CONCEALED-13 SAKLI---CONCEALED-14 SAKLI---CONCEALED-18 SAKLI---CONCEALED-19 SAKLI---CONCEALED-20 SAKLI---CONCEALED-21 SAKLI---CONCEALED-22

 

 

Comments are closed.